Gazetesini okumayan patron için arşiv

Gazetesini okumayan patron

Posted in Genel with tags , on 12 Nisan 2010 by mezun

Her zaman o kutsal sözü tekrar ederim: İnsaf, imanın yarısıdır. İnsafsızın imanlı olmasına da inanmam. Başkaları gibi kendimi de her zaman insaflı olmaya çağırırım. Gazete sahipleri de bu ölçünün içindedir. Onlar; gazetelerini insafsız kişilerin eline verirlerse; kendileri de bu olumsuzluğun az çok parçası olurlar.
Ne demek istediğimi daha açık anlatayım. Yeni Şafak isimli gazetenin 1 Nisan sayısında şöyle bir haber vardı: ‘Haberal İçin Tele Duruşma’
Burası normal. Ama altına yazılan şu cümleye bakar mısınız? ‘Ergenekon davasında on aydır tutuklu olmasına rağmen bir gün bile hapis yatmayan Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal’ın ilk duruşması da gizemli olacak. Haberal hastane odasından video konferansla savunma yapacak.’
Gördüğünüz gibi; tutuklanıp hapse konulan Mehmet Haberal için bu gazete; ‘Bir gün bile hapis yatmadı’ diyor ve haliyle de açıkça savcıları kışkırtıyor; mahkemeyi etkilemeye çabalıyor.
Beklediği de belli oluyor: ‘Haberal’a yapılanlar yetmez; ona işkence yapın!’
Bu sözde gazetecileri işkencecilikle suçlamam boşuna değil. Çünkü; tutuklanan birisinin çektiğini normal görmeyerek onun daha kötü duruma getirilmesi dileği var bu haberde. İşkenceci bir ruhun gazete haberine yansıması aynen böyle olur.

NE YAPTI HABERAL?
Mehmet Haberal ile dünya görüşümüz farklı olmuştur. O sağda, ben solda idik. Lakin; geldiğimiz noktada; insanlık durağında, onunla buluştuk.
Peki bu Haberal ne yaptı; kimi öldürdü? Adamları karakolları mı bastı; militanları Danıştay’da can mı aldı? Okulundan mezun ettikleri ile polise veya askere karşı mayın döşetip onları şehit mi ettirdi?
İnsaf imanın yarısı ise; o yarıyı harekete geçirip de cevap verin: Mehmet Haberal hapis yatmıyor da demir parmaklıklar arkasında süs olsun diye mi bulunuyor?
Ey Yeni Şafaktan karanlık üretenler! Sizde ne habis bir ruh vardır ki; insanların tutuklanmasını yeterli bulmaz da ‘Bir gün bile hapis yatmadı!’ diyerek onlara işkence edilmesini temenni edersiniz? Bu hangi dinde, hangi mezhepte vardır?
Tebrikler Yeni Şafak’ın kara çalıcıları, tebrikler… Sizin döneminizde PKK terör örgütü olmaktan çıkartıldı; onun yerine insanlara hizmet etmekle ömür geçiren kişiler oturtuldu.
HHH
Bu gazetenin insafsız tutumu ertesi gün de devam etti ve ağır ceza mahkemesi hakimi Oktay Kuban’a saldırdılar. Şu yazdıklarına bakınız: ‘Ergenekon sanıklarının ve Balyoz şüphelilerinin tahliye umudu haline gelen Hakim Oktay Kuban dün yine nöbetteydi. Kuban, Balyoz darbe planını hazırlamakla suçlanan emekli Orgeneral Çetin doğan ile birlikte 19 kişinin tahliyesine karar verdi.’
Görüyorsunuz; insanların içeri alınmasını alkışlayan bu zalimler takımı; tahliye işini bir kötülük gibi göstermeye, hukuka yön vermeye ve yargıçları karalayarak korkutmaya çabalıyorlar.
Bunlara, patronlarının böyle yapmalarını söylemiş olabileceklerini hiç sanmıyorum. Sayın Ahmet Albayrak da Mustafa Albayrak da iman sahipleri olarak böyle insafsızlık yapmazlar. Onların da kanunla başlarının derde girdiği olmuştur. Ama kimsenin, o davaların yargıçlarını böyle kışkırtarak, korkutarak ceza çıkmasını sağlamaya kalkıştığını sanmıyorum. Bugün de Ahmet Bey’in telefon tutanaklarından söz ederek onun ticari hayatını bitirmeye çabalayanlar yok. Acaba bu fırsat Yeni Şafak’taki sözde gazetecilerin eline geçseydi; televizyon dizileri gibi neler çıkartırlardı oradan, neler…
O yüzden bu gazetenin patronlarını, gazetelerine biraz daha dikkatli bakmaya davet ediyorum.
İnsaflı olalım. Düşmanlık yaratmayalım… Yasaların bir gün bize de lazım olacağını düşünüp adalete baskı yapmayalım.

YA DİĞERLERİ
Yandaş basının diğerleri de tarafsız yargıçları, savcıları baskı altına almak için haber uyduruyorlar. Yeri geldiğinde suret-i Hak’tan görünen Mustafa Karaalioğlu’nun başında olduğu Star gazetesinin de Yeni Şafak’tan farkı yok. Orada da Yargıç Kuban’ı kötü gösterecek haberler üretildi. Mahkemelere yön verilmeye çabalandı.
Ellerinde bir de yalan jokeri var. Uydurup, ‘İddia edildi!’ diyorlar.
Namuslu gazeteci; iddia edildi demez. İsim verir; ‘İddia etti’ der.
Sanıyorum ki sadece Albayrak’lar değil, Sayın Ethem Sancak da kendi gazetesini okumuyor. Okusa; böyle uyduruk ve insafsızca hazırlanmış haberlerden rahatsız olur; ‘Yargıyı etkilemeye kalkışmayın; insanlara zulüm etmeye yeltenmeyin!’ diye bir işaret verirdi.
Türkiye hiçbir zaman bu kadar parçalanmış, bu kadar kutuplaşmış; insaf da bu iklimde bu kadar azalmış değil idi.